BENTONİT KİLİNİN KULLANIM ŞEKİLLERİ

1- CİLT YÜZEYİNDE HARİCEN KULLANIMI
Kil vücudumuzun en büyük organı olan olan cilt yüzeyinde kullanıldığında fazla yağları ve yabancı maddeleri çeker ve atar. Ayrıca dolaşımı ve hücre yenilenmesini canlandırıcı etkisi vardır.
– Yüz Maskesi: Bentonit Yüz Maskelerinin kullanım amaçları arasında; sivilce, egzama, sedef hastalığı, güneş lekeleri, siğil, mantar gibi çeşitli cilt rahatsızlıklarının tedavileri bulunmaktadır. Aynı zamanda düzenli kullanım sonrasında cildi arındırma, canlandırma, cilt alt kılcal damarlarını harekete geçirerek kan dolaşımını artırma ve cildin yenilenmesine destek olduğu ve ciltte detoks etkisi yarattğı belirtilmektedir. Haftada 2-3 gün, 12-15 dk uygulanır.
– Kil Lapası: Lokal bölgelerdeki fibromiyalji, romatizma gibi kronik ağrılar, eklem romatizması, cilt ve doku rahatsızlıkları ve selülit gibi bölgesel sorunların giderilmesinde lapa şeklinde uygulama önerilir.
Günde 1 / 2 günde 1 olmak üzere, 1 cm kalınlıkta uygulanıp, nemli kalmasını sağlayacak bir malzeme ile sarılır. 30 dk ile 2 saat aralığında beklenir. Bazı uzmanlar gece uygulayıp sabaha kadar tutulmasını da tavsiye etmektedir.
– Sulandırılılmış Yüzeysel Kullanımı: Jelleşmiş bentonit hafif sulandırılarak, enfeksiyonlu, iltihaplı yada pişik gibi bölgelere sürülerek kullanılır.
– Kil Banyosu: Cilt üzerinden vücudumuzda detoks etkisi yapmasından dolayı kullanımı popüler hale gelmiştir. Çamur banyoları biriken ağır metalleri ve toksik maddeleri vücuttan uzaklaştırır. Aynı zamanda, kas ağrılarını ve vücüt acılarını azaltır. Dolaşımı ve lenf hareketlerini uyararak geceleri rahat uyumanıza da yardımcı olur. Özellikle otizmli çocukların kil banyosu sonrasında, sakinleştiği, göz temasını daha uzun kurdukları ve insanlarla iletişimlerinin geliştiği belirtilmiştir. Aynı zamanda bazı terapi merkezlerinde kaplıca etkisi sebebiyle, romatizmal rahatsızlıkların, eklem ve doku ağrılarının giderilmesinde benzer uygulamalar yapılmaktadır.

2- DAHİLİ SIVI FORMDA KULLANIM
Çok ince filtrasyon yoluyla saflaştırılmış homojen yapıdaki sıvı bentonit kilinin dahili olarak kullanımı, vücut detoksu için tavsiye edilen son derece etkili bir uygulamadır.
Sıvı formdaki bentonit vücuda alındığı andan itibaren etkisini göstermeye başlar. Mide rahatsızlıkların giderilmesi, karaciğerin desteklenmesi, kolon temizliği ve bunun yanında vücudun bakteri, virus, ağır metal ve toksinlerden arındırılmasında başlıca yöntemlerden biridir. Konunun uzmanları kullanım dozu olarak her gün sabah ve akşam yemekten 2 saat önce yada sonra, yaklaşık 60 cc’lik, 3 aylık dahili kullanım önermektedir.

3- MACUN KULLANIMI
Diş, diş eti ve ağız bakımı için macun kıvamlı yada likit kıvamlı bentonitle yapılan uygulamalardır. Araştırma sonuçlarında ve çeşitli makalelerde bentonitin, diş ve diş eti hastalıklarını tedavi etmede, ağzın virüs, bakteri ve ağır metallerden arındırılmasında, diş eti kanamalarının önlenmesinde, Dişin ihtiyaç duyduğu mineral desteği ve PH dengesini sağlamada ve sonuç olarak dişin doğal beyazlığa kavuşmasında etkili olduğu belirtillmektedir.

4- DİĞER KULLANIM ŞEKİLLERİ
– Saç Maskesi: Saçların güçlenmesi ve saç derisine bağlı oluşan dökülmelerinin engellenmesi ve saçın toksinlerden arındırılması amacıyla da kullanılmaktadır. Bunun yanında bentonitin saçta kullanımı özellikle siyahi insanların saçın güçlenmesi ve istenilen şekle kavuşması için sıklıkla başvurdukları yöntemlerden biridir.
Saç maskesi uygulamalarının yanında şampuan ile birlikte kullanılması, saç ve derinin kimyasallardan korunmasını açısından tavsiye edilen uygulamalardan biridir.
– Toz Kullanımı: Homojen sıvı kilin temin edilemediği durumlarda kullanıldığı görülmektedir. Bir miktar pudta şeklindeki toz bentonit, pişik, kızarıklık, tahriş olan cilt yüzeylerine hafif bir şekilde uygulanır.
– Tablet – Kapsül Kullanımı: Bu kullanım şeklinde bentonit; kolon temizliği, mide rahatsızlıklarının giderilmesi, detoks ve mineral supplementi olarak kullanılmaktadır. Bu uygulamalarda, sıvı bentonitteki kadar bir çözünme ve etkileşim sağlanamadığından, negatif iyon kabiliyeti ve detoks etkisi zayıftır.

BENTONİT KİLİNİN ORAL KULLANIMI VE ÖNEMİ

Bentonit kilini diğer killerden ayıran en önemli özelliği su içinde şişme kabiliyetine sahip olması ve ortama çok yoğun miktarda negatif (-) iyon salmasıdır. Negatif iyon etkisinin ortaya çıkması için mutlaka sıvı ya da jel forma getirilerek uygun santrifüj ve basınç altında doğal parçalama yöntemi ile tane boyutlarının 100 nano altına düşürülmesi gerekmektedir. Solunan havadan, içilen suya kadar her şeyde bulanabilen ağır metal, virüs, bakteri ve radyasyon gibi vücuda alınan zararlı maddeler pozitif (+) yük eğilimi gösterirler. Bu kil saflaştırılmış haliyle içildiğinde ortama negatif iyon salarak pozitif yükteki bu zararlı maddeleri üzerine çekme ve bağlama özelliği gösterir. Bentonit kili sahip olduğu nano parçacık yapısı, elektriksel çekim alanının yüksek olması ve hacimsel olarak da pozitif yükü çekme gücü göstermesi bakımından diğer kil çeşitlerine göre çok daha önemli hale gelmektedir.

Doğada % 100 zenginlikte Montmorillonit mineralli Bentonit kili bulmak neredeyse imkansızdır. Genellikle % 50-60 zenginlikte mevcutken, çok sınırlı sayıda olmak üzere bazı bölgelerde % 70-80 zenginlikte bulunabilmektedir. Ancak bu zenginlikte killerin bile sağlıkta kullanıma uygunluğun sağlanması ve detoks etkisinin arttırılabilmesi için çok özel işlemlerle, hiçbir kimyasal kullanılmadan saflaştırılması gerekmektedir.

Saflaştırma esnasında hiçbir öğütme işlemi yapılmamalıdır. Aksi halde yabancı maddeler de öğütülecek ve gerçek anlamda saflaştırma işlemi olmayacaktır. Gerçek saflık için uygulanabilecek en iyi yöntemlerden biri ki çok maliyetlidir, bentonit kili su ile sıvı hale getirip özel santrifüj tekniğiyle yapılan karıştırma, peşinden yabancı maddeleri çökeltme ve sonrasında uygulanan mikron düzeyinde ince filtrasyon işlemleri olduğu ifade edilmektedir. Bu şekilde saflaş rılmış yaşayan kil, sağlıkta kullanım ve detoks etkisi açısından diğer killere kıyasla çok farklıdır. Ağız yoluyla yapılan dahili detoks uygulamalarında bile hiçbir değişime uğramadığı için vücuda herhangi bir yan etkisi ve zararı olmadığı belirtilmektedir. Aksine, moleküler bütünlüğünü koruyabilme, parçalanmadan ve vücut içinde sindirilmeden pozitif iyonları bağlama ve vücuttan atabilme özelliği gösterdiği işaret edilmektedir.